Her Erkek Kadın Doğar
Simone de Beauvoir 1949’da (Le Deuxieme Sexe-İkinci Cins kitabında) bunun doğru olmadığını uzun uzadıya anlatmıştı. Kadın doğulmaz, olunur. Dişi doğulur; o meşhur “Y” kromozomu yerine “X” kromozomuna sahip olarak. Penis yerine bir vulvaya, bir klitorise ve bir vajinaya sahip olarak. Ama tüm bunlar sizin “kadın” olacağınızı göstermez. Çünkü kadın olmak, biyolojik değil, kültürel ve toplumsal bir durumdur. Kadınlar hakkında söylenen hiçbir genel-geçer söz, “dişiler” için geçerli değildir.
“Kadın”, insanlık (homo sapiens sapiens) tarihi boyunca oluşmuş bir dizi kültürel/toplumsal işlevle tanımlanır. Mesela, çocuk bakımı işlevi kadınlara kaldığı için (ki bu doğaldır, dişiliğe özgüdür), kadınların hayatı “ev”le, yani çocukların bulunduğu mekânla sınırlanır. O zaman da, mesela avcı-toplayıcı topluluklarda, kadınlar avcı olamaz (çocukları o kadar uzun süre terk edemeyeceği için), ev yakınında ve çocuklarından uzaklaşmadan yapabileceği toplayıcılıkla uğraşır (ama bu kültüreldir, toplumsal işbölümünün ilk biçimidir). Kadının (ve çocukların) erkeğin “mülkü” ve hükmü altında olması da doğal bir durum değil, insanlara özgü. “Kadın” işte bu insana özgü duruma uyum gösterdikçe, onun kural ve emirlerine uyum sağladıkça, bunlar tarafından kendisine biçilen rolü oynadıkça “kadın” olur.
1480 genel görüntüleme, 0 today
aser - tel lütfen verin...