1974 yılında, DSM II’nin (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders: Zihinsel Bozukluklarda Teşhis ve İstatistik El Kitabı) yedinci basımında, eşcinsellik “resmen” bir “zihinsel bozukluk” olmaktan çıkarıldı. Ama çok sevinmeyelim, onun yerine hemen “Cinsel Yönelim Rahatsızlığı” (Sexual Orientation Disturbance) diye yeni bir kategori icat edildi. Daha sonraları aklıevvel Amerikan “bilim insanları” SSAD (Same-Sex Attraction Disorder: Aynı Cins Cazibe Bozukluğu) gibi bir inciye de imza atacaklardı.
Esas olarak çoğunluğunu beyaz Avrupalı erkeklerin oluşturduğu “bilim dünyası” bir yandan eşcinselliği bir hastalık olarak görmekten bir türlü vazgeçemez, öte yandan da bunun gerçek olmadığını bilir. Bu yüzden kafası bir hayli karışıktır. Çünkü o dünyadaki bir sürü homofobik kafa, eşcinselliği bir tehdit olarak algılamaktan vazgeçemez bir türlü. Artık siz deyin kendi ruhlarının derinliklerinde yatan eşcinselliğin başını kaldırmasından korktukları için, ben diyeyim bunu “mutlu” ve kutsal geleneksel aile yapısının dibine dinamit koymak olarak algıladıkları için. Ama en azından 1974’ten beri, “eşcinsellik” resmi tıp metinlerinde bir hastalık olarak geçmiyor. Kıymetini bilelim, ama meselenin çözülmüş olmaktan çok uzak olduğunu da kabul ederek yola devam edelim.
Mersin escort sosyolojisinde sadece kadınlar bulunmadığını unutmayalım. En az escort bayanlar kadar travestiler ve gaylerde -LGBT- escort kategorisinde yer alabilir. Çünkü escortluk yalnızca kadınlara özgü bir partnerlik biçimi değil. Bugün Mersin’de anladığımız escortluk tanımı yalnızca kadınlar için geçerli.
Üreme amaçlı olmayan cinselliğin kendisi de klasik anlamıyla doğal değildir zaten. Doğum kontrolü uyguladığınız zaman, prezervatif, doğum kontrol hapı, rahim içi cihazı kullandığınız, takvim yöntemi uyguladığınız, dışarıda boşaldığınız zaman da “doğal olmayan” bir şey yapıyorsunuz demektir. Doğa yalnızca üremeden anlar, cinsellik ise insana özgüdür.
aser - tel lütfen verin...